Rüya içerisinde rüya görmek sözcük öbeği işte tamda bu filmden gelmiştir. Filmdeki olayları anlamak için filmi 1-2 defa izlemek gerekir. Çünkü gerek karakterlerin konuşmaları gerekse de filmin seyri sizi oldukça şaşırtacak düzeyde sıra dışıdır. Filmde olayların akışını takip etmek için gerçekten çok dikkatli olmanız gerekir. Çünkü olaylar birbirleri içinde gelişen tekrarlardan oluştuğu için adapte olmak şarttır.

Eski bir NASA pilotu olan Conner, artık bir çiftlikte ailesiyle birlikte basit bir yaşam sürmektedir. 10 yaşındaki kızı Murph’nin odasında gizemli yazılar ortaya çıkmaktadır ve bu yazıları bir hayaletin yazdığını düşünmektedirler. Fakat hayaletin yazdıkları yer çekimsel dalga istihbarat kodlarıdır. Bu kodlar onları NASA gizli üssündeki Profesör John Brand’e yönlendirir. Burada Connor ve ailesi gerçeği öğrenecek ve bir karar vermek zorunda kalacaktır.

Herhalde 2000’li yılların en önemli bilim kurgu serisidir diyebiliriz. 3 seriden oluşan bu film birçok bilimsel araştırmaya da olanak vermiştir. Filmde aslında herkesin farklı bir dünyada olduğu hatta şuan belki de yaşamadığımız ve birileri tarafından kontrol edildiğimiz düşüncesi anlatılmaktadır. Fakat bu düşünce ne kadar gerçektir ya da üzerimizde ne kadar etkilidir bunu anlayabilmeniz için seriyi baştan sonra izlemeniz gerekir.

Her yerde fanatikleri olan bu filmde uzayda başka ırklarında olduğu ve bu ırkların birbirleri ile olan savaşı ele alınmaktadır. Film o kadar ünlüdür ki günümüzdeki filmlerde ve dizilerde sürekli ismi geçmektedir. Çünkü birçok insanın hayatında önemli bir yere sahiptir. Filmde iki farklı tarafın birbirleri üzerinde hakimiyet kurmak için neler yaptıkları ve ne tür çıkmazlar içerisinde kaldıklarını göreceksiniz. Böylece hem heyecanı yaşayacak hem de bilim kurgunun zirvesine çıkacaksınız.

Zamanın en güzel bilim kurgu filmlerinden birisidir. Geçmişten geleceğe giden bir çocuk ve bilim adamının maceraları ve gelecekte nelerin olabileceğini gösteren bu film, klasikler arasında yer almaktadır. Filmde geleceği değiştirmenin geçmişte nasıl etkiler yarattığını görecek ve gerçekten inanamayacaksınız. Ayrıca o dönemde 2000’li yıllarda neler olduğunu gördüğünüzde ve şuana baktığınızda durumun ne kadar farklı olduğunu da göreceksiniz.

"Terminatör" (The Terminator), James Cameron tarafından yönetilen ve 1984 yılında yayınlanan bilim kurgu filmidir. Bu film, Arnold Schwarzenegger, Linda Hamilton ve Michael Biehn gibi oyuncuları içerir ve Cameron'un en etkili eserlerinden biri olarak kabul edilir. Film Konusu: "Terminatör" filmi, gelecekten gönderilen bir cyborg suikastçının (Terminatör), Sarah Connor (Linda Hamilton) adında genç bir kadını öldürme göreviyle 1984'e seyahat etmesini konu alır. Sarah, gelecekte insan direnişinin lideri olan oğlu John Connor'ın annesidir. Terminatör'ün amacı, John Connor'ın doğumunu engelleyerek insanların robotlara karşı olan direnişinin başarısız olmasını sağlamaktır. Önemli Karakterler ve Oyuncular: Arnold Schwarzenegger, soğukkanlı ve durdurulamaz bir katil makine olan T-800 model Terminatör'ü canlandırır. Linda Hamilton, Sarah Connor karakteriyle, sıradan bir kadından geleceğin direniş liderinin annesi olma yolculuğuna çıkar. Michael Biehn, gelecekteki direniş hareketinin üyesi Kyle Reese'i oynar ve Sarah'ı korumak için geçmişe gönderilir. Teknoloji ve Görsel Efektler: Film, dönemin teknolojisi için oldukça yenilikçi görsel efektlere sahiptir. Cameron, robotik ve animatronik efektlerle birlikte, hikâyeyi destekleyen sürükleyici bir görsel dil oluşturmuştur. Etkileri ve Mirası: "Terminatör", bilim kurgu sinemasında bir dönüm noktası oluşturmuş ve çok sayıda devam filmi, televizyon dizisi, kitap ve video oyunu ile genişleyen bir evrenin temelini atmıştır. Schwarzenegger'in "I'll be back" (Geri döneceğim) repliği pop kültüründe ikonik hale gelmiştir. Temalar: Film, yapay zekanın tehlikeleri, insanlık ve makine arasındaki çatışma, kader ve özgür irade gibi temaları işler. Ayrıca, teknolojik ilerlemenin potansiyel etik sorunları üzerine de düşündürür. "Terminatör", sadece bilim kurgu türünde değil, sinema tarihinde de önemli bir yere sahip olan, zamanının ötesinde bir eser olarak değerlendirilir.

"Eternal Sunshine of the Spotless Mind" (Türkçe adıyla "Sil Baştan"), Michel Gondry tarafından yönetilen ve Charlie Kaufman tarafından yazılan, 2004 yılında yayınlanan bir romantik bilim kurgu filmidir. Jim Carrey ve Kate Winslet'ın başrollerini paylaştığı bu film, özgün senaryosu, güçlü oyunculuk performansları ve yenilikçi görsel anlatımı ile dikkat çeker. Film Konusu: Film, Joel Barish (Jim Carrey) ve Clementine Kruczynski (Kate Winslet) adında iki karakterin hikâyesini anlatır. İlişkileri kötü bir şekilde sona erdikten sonra, Clementine, Lacuna Inc. adında bir şirket tarafından sunulan bir prosedürle Joel'le olan tüm anılarını sildirir. Bu durumu öğrenen Joel de aynı prosedürü uygulamaya karar verir. Film, Joel'ün anılarından Clementine'ı silme sürecini ve bu süreçte yaşadığı içsel yolculuğu konu alır. Önemli Karakterler ve Oyuncular: Jim Carrey, filmde içe dönük ve duygusal Joel Barish karakterini canlandırır. Kate Winslet, serbest ruhlu ve renkli kişiliği olan Clementine Kruczynski rolündedir. Filmin diğer önemli oyuncuları arasında Kirsten Dunst, Mark Ruffalo, Elijah Wood ve Tom Wilkinson bulunur. Görsel Stil ve Yönetmenlik: Michel Gondry'nin yönetmenliğindeki film, geleneksel olmayan anlatım teknikleri ve görsel efektler kullanır. Bellek silme süreci sırasında yaşanan karmaşık duygusal ve zihinsel durumlar, yaratıcı görsel sahnelerle ifade edilir. Temalar: Film, aşk, hafıza, unutma ve kimlik gibi temalar üzerine yoğunlaşır. İlişkilerin karmaşıklığını ve insanların geçmiş deneyimlerinin kişiliklerini nasıl şekillendirdiğini araştırır. Eleştirel ve Ticari Başarı: "Eternal Sunshine of the Spotless Mind", eleştirmenler tarafından geniş çapta övgüyle karşılanmış ve çeşitli ödüller kazanmıştır, bunların arasında En İyi Özgün Senaryo dalında Akademi Ödülü de bulunur. Film, aynı zamanda ticari olarak da başarılı olmuş ve kült bir statü kazanmıştır. Bu film, sinematografik yenilikleri, duygusal derinliği ve özgün hikâyesi ile modern sinemanın en etkileyici örneklerinden biri olarak kabul edilir.